Türkiye’deki ekonomik kriz hızlı bir şekilde Kuzey Kıbrıs’ı da etkisi altında almaktadır. Bunun sebebi KKTC’deki yönetimin ekonomik ve siyasi olarak TC’ye bağlı olması, para biriminin Türk Lirası olması ve KKTC Merkez Bankası’nın yanı sıra polis ve askerin de TC tarafından kontrol edilmesidir.
KKTC hükümetinin bu ekonomik kriz karşısında ortaya koyduğuönlem paketleri sadece daha fazla kemer sıkma politikalarına ve toplumun daha fazla ekonomik baskı altına girmesine sebep olacaktır. Maaşlar hâlihazırda %25 azalmış durumdadır.
Hükümetin kriz karşısında ortaya koyduğu önlem paketleri, TC hükümetinin her ekonomik protokol ile KKTC’ye, IMF’in borç verdiği ülkelere ve TROYKA’nın Güney Kıbrıs’a empoze ettiği kemer sıkma politikalarının aynısıdır.
Bu yıl 25.si düzenlenen YRE kampındagerçekleşen etkinlikte konuşan ve Kıbrıs’daki Yeni Enternasyonalist Sol üyesi olan Varol Çeliker’in değerlendirmesininbaşlığı “Yunan-Türkilişkisi: yarış ve savaş tehditi” başlığıaltındagerçekleşti.
Sosyalist Alternatif, CWI Türkiye, ve Patronsuz Dünya
Erdoğan rejimi, arkasında CHP’nin de tam desteğiyle Suriye’nin kuzey batısında yer alan Kürt kenti Afrin’e askeri bir operasyonla bir işgal hareketi başlattı. Emperyalistlerce Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında bölünmüş olan Kürt coğrafyasında Kürtlerin özgürlük çabaları ve kazanımları yine ABD ve Rusya gibi büyük emperyalist devletlerin eli ve bu dört ülkenin rejimlerinin ortak mutabakatıyla yerle bir edilmek isteniyor.
Rus Devriminin yüzüncü yılı nedeniyle Izquierda Revolucionaria (CWI, İspanya) John Reed’in klasik kitabı Dünyayı Sarsan On Gün’ü İspanyolca’ya çevirdi. Kitabın önsüzünde Peter Taaffee (Socialism Today yazarı ve Socialist Party Genel Sekreteri), Reed’in aktarımlarının büyüklüğünü, devrimin önemini ve bugün için geçerliliğini açıklıyor.
Aktivistler ve örgütler olarak bu inisiyatifi Hellenic Coper Mines (Helen Bakır Madenleri, HCM)’in, Kıbrıs’ta altın madenciliğine başlamayı amaçladığını öğrendiğimiz zaman oluşturduk.
Bizler bugün burada, Türkiye’ye ve Kıbrıs halklarına sesleniyoruz; ne AKP’nin kurmak istediği diktatörlüğe, ne Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki baskılarına, ne de Semih ve Nuriye’ye karşı başlatılan cinayet girişimine sessiz kalmayacağız. Bizler Kıbrıs’ın devrimci-demokrat özneleri olarak sürdürdüğümüz insan hakları ve demokrasi temelinde mücadelemize devam edeceğiz.
“Birlikte ele alındığında, bütün bir toplumun, hatta bir ulus, ya da hepsi aynı anda varolan toplumları, Toprak sahipleri değildir. Sahipleri sadece, gelişmiş bir durumda ve yaşanılabilir bir dünya, bir sonraki kuşaklara miras bırakmak için vardır.» Karl Marks
Türkiye deki son gelişmeler Kuzey Kıbrıs’da etkilemiştir. Erdoğan iktidara geldiğinden beri, Kıbrıs’ta çalışan insanlar, Türkiye’de de, ekonomik rejim, kamu sektöründeki kesintiler, özelleştirmeler ile yaşadı, altyapı teşvik kesintileri ve daha fazla para özel şirketlere verildi, okul ve hastaneler yerine daha fazla camiler inşa ediliyor, bunun sonucunda refah sistemi yok oluyor. Dahası, başarısız darbeden sonra, daha fazla ve daha tehlikeli şekilde linç kültürünü ve Gri Kurtların büyümesini gördük. Tabii ki bunlar bütün hükümetlerin kurulması Kıbrıs partilerin sevgili yardımıyla oluyor. Kuzey Kıbrıs’ta yaşamakta olan birçok Türk halkının burada da oy kullanacaklar.